Ayçiçeğine bayılırım. Neden ayçiçeği denmişse, adı güneş çiçeği olmalıydı. Bazıları günebakan diyor daha doğru bir ad.
Çiçek hevesinden söz açılınca, benim şu sokakta bulduğum menekşe yaprağımın son durumunu da göstereyim dedim. Artık çiçek açması yakındır herhalde.Bu yaprakçığın hikayesi burada
Bazı haberlerim var demiştim değil mi :))) Burada hayatımızda ilkler yaşıyoruz. Geçenlerde çok faal bir hanımla tanıştık. Yaşsız kadınlardan. Bakımlı, hoş, cıvıl cıvıl. Sohbet arasında "Cumartesi koromuz var beklerim" dedi. Biz de konser sandık sevinerek gittik. Aaa meğer yeni bir koro kuruyorlarmış, bizi de koroya dahil olmamız için davet etmişler. Kendimizi apar topar korist olarak bulduk :))) Eğlenceli, değişik bir durum. Hocamız TRT İzmir radyosu sanatçılarından Zeki Eroğlu. Ud çalıyor. Bir de şimdi adını anımsayamadığım bir bey var. Hem avukat hem kanunî. Şimdilik hoş geldi, sonra ne olur bilemiyorum :)
Koroda tanıştığımız bir başka hanım, 8 Mart kadınlar gününde kadın sanatçıların katıldığı bir karma sergi açacaklarını söyledi ve beni de davet etti. Anneler derneği düzenliyormuş. Dernek başkanı ve üyeleriyle tanıştırdı. Sergi stand sayısının az olması nedeniyle ben katılmamak istedim, öyle ya, dün gel, pat diye ortaya çık... utandım. Çalışmalarımın sergide bulunması için ısrar ettiler. Utana sıkıla ve de doğrusu memnuniyetle kabul ettim. Bu katıldığım ilk sergi olacak. Ve Sevgili Gülsüm'ün kulaklarını çınlattım. Bana sergi aç, sergiye katıl diye hep gaz veriyordun ya, buyur bakalım :)))
Bu günlük bu kadar. Mutlu kedi Uyku ile günü kapatıyorum.Öpüldünüz.
No comments:
Post a Comment