Nasıl görüyorsak öyle değil mi hayat? Bazen taze bazen bayat. Sabah daha taze. Sabah uyandığımızda çok inançlıyızdır, o günü kusursuz geçireceğimize. Bugün saçmalamayacağım, küçük düşmeyeceğim, kendimle alay ettirmeyeceğim, boş konuşmayacağım, hiç konuşmayacağım, çok cool olucam bugün çook, kendimden pek memnun olacağım, yeni ben’in ilk günü bugün, haydi kim tutar beni.
Canım çok çekti bir pizza yiyeyim, bir dilim olsun, yanında patates ve kola, ha bir de soğan halkası, oh nasıl da acıkmışım, ketçap mayonez de isterim, kolayı yasak mı etmişler Amerika’da bir eyalette, kanser yapıyormuş, hımm, tamam kola içmezsem daha iradeli, daha cool olurum. Yoksa ruh kanseri olucam. Kendimden memnun olmazsam.
Bugün cool’luğun ilk günü, öğlen biraz bozuldu ama idare eder, akşam da klasik müzik konseri var. Konserde öksürmezsem bugünü kendimden hoşnut kapatacağım. Konserde öksürmek, bir kabus, en korkulu rüyalarımdan. Tiyatroda da öyle. Ama klasik müzik konserinde öksüreceğine depresyona gir, için şişsin daha iyi.
Sevgili günlük, bugün depresyondayım, içimi ferahlatmak için bir şeyler yapmalıyım, birilerini üzmeliyim, bencil olmam lazım. Sevgili günlük, bugün konserde öksürdüm, herkes bana baktı, çok ayıpladılar, ama iyi ki konser ortasında çişim gelmedi, o sessizlikte ayağa kalkıp tuvalete gidecek yürek nerde bende. Bir Boccherini konserinde işeyen müziksever olarak youtube tarihine geçebilirdim. Tuttum çişimi, sonra dayanamadım, kalkmak zorundaydım, tam koridora çıkacaktım, bir adamın önünden geçiyordum, özür dilerim, özür dilerim, ayağınıza basmadım değil mi, tutamadım çişimi, koyverdim gitti, adam da meğerse Boccherini’ymiş. Yaylı çalgıların bestecisi. Menuetto.
Konsere gitmektense düğün evine gitmek daha iyi. Daha gürültülü, öksür rahatça. Kapıda davul zurna vardır, onlar herkes sürekli olarak evlensin ister, ekmek parası, insanlar daha çok boşanıyor, davul zurnacıların hoşuna gider bu, üç ay içinde aynı kadını evden davul zurna ile alan davul zurnacılar var, kadın üç ayda ikinci evliliğini yapmış.
Ramazan davulcusu kapıya gelince ise evler sessizleşir, genelde kimse kapıyı açmak istemez, bazen yanlışlıkla kapıyı açan da olur, misafir geldiğini zanneder ev sahibi.
Bırak beni günlük, bırak, bırak, paylaşmak, yazmak istemiyorum, burak beni, burak, burak kim ya, bırak, yazmak değil yaşamak istiyorum, ben bir on dakika yaşayayım, sonra yazarım, bırak şimdilik.
No comments:
Post a Comment